28 Mayıs 2013 Salı

WİNDOWS 8 İLE TANIŞIN

Windows 8 ile tanışın

Daha güzel, daha esnek, daha fazla sizi yansıtır.
Ayrıca çok, çok hızlıdır.

Yenilikler

Başlangıç ekranı

İlginizi en çok çeken her şey yeni Başlangıç ekranında. Başlangıç ekranındaki kutucuklar kişilere, uygulamalara, klasörlere, fotoğraflara veya web sitelerine bağlıdır ve bir bakışta günceli yakalamanız için en son bilgilerle iletişim halindedir.

Fare, klavye ve şimdi ise dokunma

Windows 8 hem yalnızca fare ve klavyesi olan, hem dokunmatik ekranlı hem de ikisine birden sahip olan bilgisayarlar için mükemmeldir. Bilgisayarınızın türü ne olursa olsun, uygulamalar arasında geçiş yapmak, öğe taşımak ve bir yerden başka bir yere sorunsuz geçiş için hızlı ve akıcı yöntemler bulacaksınız.

Yeni bilgisayarlar

Şık ve hafif tabletler, dönüştürülebilir bilgisayarlar ve dizüstü bilgisayarlar dahil olmak üzere tüm mükemmel yeni bilgisayarlar burada bulunur.

Windows Mağazası'ndan Uygulamalar

Windows 8, yeni uygulama yeni mağaza olan Windows Mağazası ile birlikte gelir. Birçoğu ücretsiz olan aşçılık, fotoğraf, spor, haberler ve çok daha fazlasına yönelik uygulamalara göz atmak ve indirmek için hemen Başlangıç ekranınızdan Mağaza'yı açın.

Windows'unuz, her yerde

Windows 8 çalıştıran herhangi bir bilgisayarınızda Microsoft hesabınızla oturum açın ve anında kendi arka planınızı, ekran tercihlerinizi ve ayarlarınızı görün.

Tanıdığınız özelliklerle her şey daha iyi

Windows 8 çalıştıran bilgisayar kullanan bir kişi

Masaüstü

Görev çubuğu, klasörleri ve simgeleriyle alıştığınız masaüstü hala burada, ayrıca yeni görev çubuğu ve elverişli dosya yönetimi ile hiç olmadığı kadar iyi.

Güvenlik

Windows Defender, Windows Güvenlik Duvarı ve Windows Update ile güncel ve daha güvenli kalın.

Hız

Windows 8 daha hızlı açılır, uygulamalar arasında daha hızlı geçiş yapar ve Windows 7'den daha az güç harcar.

Windows 8'i neden indireyim?

Windows 8 çalıştıran bir bilgisayar

Gittiğiniz her yere sizinle gelir

Resimleriniz, dosyalarınız ve ayarlarınız bulut üzerinden kolaylıklar eşitlenir, bu sayede neredeyse her yerden ihtiyacınız olan şeyi edinebilirsiniz.

Çalıştığı kadar iyi oyun oynar

Windows 8; hızlıca göz atma, film izleme, oyun oynama, özgeçmiş hazırlama ve muhteşem bir sunu oluşturma gücünü size tek bir bilgisayarda verir.

Tüm dosyalarınızı tutabilirsiniz

Bilgisayarınız Windows 7 çalıştırıyorsa dosyalarınız, uygulamalarınız ve ayarlarınız kolaylıkla Windows 8'e aktarılacaktır.

Tanıdık programları kullanmaya devam edebilirsiniz

Windows 7'de çalışan programlar, Windows 8'de de çalışır.

Windows 8'i indirin

Bilgisayarınızı Windows 8'e yükseltmek kolaydır.

Başlayın
Windows 8

Windows RT ile tanışın

Windows RT Bilgisayar

Özel olarak yeni bilgisayarlarda

Windows 8'e ek olarak, bazı tablet ve bilgisayarlarda çalışan Windows RT adında bir Windows sürümü bulunmaktadır. Bu hafif bilgisayarların inanılmaz pil ömrü vardır ve hareket halindeyken kullanmak için harika bir seçimdir. Mevcut bilgisayarınıza Windows RT yükleyemezsiniz. Bu sürümü yalnızca bir Windows RT Bilgisayar satın alarak edinebilirsiniz.

Özel bir Office sürümü içerir

Windows RT, Microsoft Office Ev ve Öğrenci 2013 RT ile gelir. Bu Office sürümü dokunmatik ekranlar için iyileştirilmiştir ve otomatik olarak güncelleştirir, bu sayede her zaman son sürüme sahip olursunuz.

Özel olarak Windows Mağazası uygulamalarında çalışır

Windows RT yalnızca Windows Mağazası'ndan indirdiğiniz uygulamalar ile çalışır ve ayrıca Posta, Kişiler, Mesajlaşma, Fotoğraflar, SkyDrive, Müzik ve Video gibi harika yerleşik uygulamalar içerir, bu sayede iletişimde kalabilir ve eğlenebilirsiniz.

REKLAMIN PAZARLAMADAKİ YERİ

   Firmaların piyasadaki başarısı, ürettiği ürün veya hizmetler ile pazarın ve rakip firmaların durumu arasındaki uygulamalara bağlıdır. Pazarlama konusunda firmaların elindeki en önemli araç tutundurmadır. Reklam hızlı ve etkili bir tutunma aracıdır.  İşletmelerin pazarlama stratejileri ve planları kontrol yapılır ve takip edilirse firmalar pazarda tutunma konusunda başarılı olurlar.
    Pazarlama bir malın geliştirilerek, fiyatlandırılarak tüketiciye doğru zamanda sunulmasıdır. Yanı sıra pazarlamanın içinde malın tanıtımı en önemli unsurlardandır. Malın tüketiciye tanıtımı için hızlı ve etkili bir iletişim planı uygulamak gerekir. Bu plan tutundurma adı verilen ikna edici ve etkin bir iletişim programıdır. Tutundurma kişisel satış, reklam, tanıtma, satış geliştirme aşamalarından oluşur. Bunların içinde reklam rekabetin olduğu ortamlarda daha fazla öne çıkarken rekabetin olmadığı ortamlarda stokları tüketme, pazarlama planlama hatalarını düzeltme, tüketiciyi bilgilendirme gibi görevleri üstlenir.
    Pazarlamadaki tutundurma araçlarından en önemlisi olan reklam son dönemlerde üretici ve tüketici arasındaki mesafelerin büyümesiyle iyice devreye girmiştir. Reklam vasıtasıyla üretici tüketici ile hızlı ve etkin iletişimi sağlar. Nüfus ve gelir artışıyla pazarlar büyümüş ve rekabet ortamı artmıştır. Bu nedenle reklam daha da önem kazanmıştır. Ayrıca aracı kurumlar ve dağıtım kanallarının da artmasıyla pazarlama stratejisi olarak reklama daha da önem verilmeye başlamıştır.
     Pazarlamada önemli bir yere sahip olan tutundurma çalışmaları reklam aracılığıyla yapılır. Bu radyo-televizyon reklamları, yazılı basın reklamları, posta reklamları, internet reklamları, açık hava reklamları ve satışta özendirme araçları kullanılarak uygulanır.
      Piyasada yer alan pazarları belirleyen en önemli unsur rekabettir. Firmalar büyüdükçe ve rekabet ortamı da büyüdükçe reklama ayrılan bütçeler de yükselir. Firmalar piyasadaki yerini korumak için tüketiciye ulaşmak zorundadır. Bunun en etkili ve ucuz yolu da reklamdır. Reklam sayesinde firmalar satışlarını yükseltir, üretimini yükseltir ve büyürler.
    Reklam pazarlamanın en etkili aracıdır. Günümüzde rekabet koşulları o kadar zorludur ki firmalar rekabeti reklamlara taşımışlardır. Sadece basit reklamlar yeterli olmamakta daha fazlası ve çarpıcısı aranmaktadır. Firmalar yaratıcı ve farklı reklamlara daha fazla harcama yapmakta ve bunun karşılığını da almaktadır.

Pazarlama İle İlgili Karikatürler








iPhone için DSLR aparatı.iPhonunuzu profesyonel makineye dönüştürün.


Arkadaşlar bu denenmiştir. Amerika’ya gittiğim zaman içinde yakın bir arkadaşım 199 $ gibi bir fiyata bu aparatı almış. Fazlasıyla deneme şansım oldu.
Yapmanız gereken sadece iPhone kamerasına bu lensi tutturmak. Sonrasında tıpkı profesyonel fotoğraf makinesi gibi en ince ayarına kadar yapabiliyor ve mükemmel resimler çekebiliyorsunuz.
Gerçek lenslerden hiçbir farkı yok. Aynı ayarlar,aynı zoom özelliği ve ağırlık. Arkadaşım aldığında sadece tek tipi olduğundan bahsetmişti ama bu konu geçeli nereden baksanız 1 sene önceydi. Sanırım daha spesifik lensleri de çıkartmışlardır.
Maalesef Türkiye’de hiç rastlamadım. Çok derin bir araştırma da yapmadım ama artık biliyorsunuz yurtdışından her şeyi çok rahat bir şekilde getirtebiliyorsunuz. Örneğin e-bay’den “iphone DSLR Kit” olarak arattığınızda karşınıza mutlaka çıkacaktır

Nutella nasıl yapılır? Nutella'nın hikayesi ve tarihçesi.

Nutella nasıl yapılır? Nutella'nın hikayesi ve tarihçesi.

İşte Nutella'nın hikayesi,nasıl yapıldığı ve Nutella hakkında bilmedikleriniz.



Dünyada Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok yerde sevilerek tüketilen Nutella, Fransa'da yüzde 300'lük vergi artışıyla karşı karşıya olduğu için son günlerde gündemden düşmüyor.

Fındık ve kakaodan üretilen Nutella'nın böyle bir vergiye tabi tutulmak istenmesinin nedeni, içinde bulunan hurma yağı.

Obezite ve diğer sağlık sorunlarıyla savaşanların desteklediği bu vergi yasası tasarısının, en az bir o kadar da muhalifi var. Çünkü bu tatlının tutkunu çok fazla.

Yılda yüz binlerce ton tüketilen Nutella'nın oldukça eskiye dayanan ilginç bir hikayesi var. İşte o hikaye ve bu lezzetli tarif hakkında bilmedikleriniz..


En çok Fransızlar yiyor

Nutella aslında İtalyan markası, ama en çok Fransızlar tarafından tüketiliyor. Fransa'da her yıl 75 bin ton Nutella yeniyor. Almanların tüketim miktarı 70 bin ton, İtalyanlarınsa 50 bin tonu buluyor.

İtalyan pastacı Ferrero
Her ne kadar şu an krema kıvamında olsa, Nutella uzun bir süre katı olarak tüketildi. "Gianduja" denilen fındık ezmeli çikolata tarifi olarak ortaya çıkışı 1920'lerde gerçekleşti. Bu keşfi yapan kişiyse İtalya'nın kuzeyindeki Alba şehrinde pastacılık yapan Pietro Ferrero'ydu. Dünyanın en ünlü çikolata firması Ferrero'nun tesisleri de halen burada bulunuyor.


Tarifte ilk değişiklik

1946 yılında, 2. Dünya Savaşı sonrasındaki yiyecek sıkıntısı nedeniyle Pietro Ferrero ve erkek kardeşi Giovanni, gianduja tarifinde mecburi bir değişikliğe giderek, fındık oranını artırdı, bulmakta sıkıntı çekilen kakao oranını azalttı. Ancak hala katı bir hamur halindeydi ve keserek yemek gerekiyordu.


Yaz sıcağında eriyince...

Nutella'nın tarihinde asıl değişiklik 1949'da yaşandı. Kulaktan kulağa aktarılan hikayeye göre, bir gün çikolata kalıbı yaz sıcağında kalarak eridi. Alba'daki çocuklar yumuşamış hamurun tadına bakmak için ekmeğe sürüp yemeye başlayınca, Ferrero kardeşlerin aklına yeni bir fikir geldi, o günden sonra giandujayı ekmeğe sürülecek kıvamda üretmeye başladılar.


Süperkrema

Gianduja, yeni kıvamıyla çok büyük başarı sağladı. 1951'de "süperkrema" olarak anılmaya başladı.


Ekmek üstü: La Tartinoise

Ferrero 1959'da Fransa'nın Rouen şehri yakınlarındaki Villers-Ecalles'de yeni bir fabrika kurdu. Burada önce meşhur 'Mon Chéri' çikolataları, 1961'se ise 'süperkrema'nın Fransız muadili "La Tartinoise" üretilmeye başlandı.


'Nut'ella

1964'te, 'Süperkrema' isminden memnun olmayan Ferrero, fındığı çağrıştıracak bir isim arayışına girdi. Fındığın Almancası "nuss" ve İngilizcesi "nut"tan ad türetilmeye çalışıldı. En sonunda "Nutella"da karar birliğine varıldı.


Aile geleneği sürdürülüyor

Nutella ile servetini ve ününü iyice artıran çikolata şirketini bugün, Ferrero kardeşlerden Giovanni Ferrero'nun, dedesiyle aynı ismi taşıyan torunu yönetiyor.


Çoğu şeker ve hurma yağı

Nutella'nın içeriği herkesçe bilinse de, tarifi halen sır olarak saklanıyor. Ayrıca, Nutella büyük oranda kakao ve fındık değil, bunların yerine şeker ve hurma yağı içeriyor. Fındık oranı yüzde 13, kakao yüzde 7.4 iken, şeker oranı yüzde 55, palmiye yağı olarak da bilinen hurma yağı oranı da yüzde 17.


Hurma yağı ne zaman eklendi

Hurma yağı kullanılmasının temel sebeplerinden biri, ürünü daha yumuşak hale getirmesi. Ferrero, bu yağı tariften çıkarmamakta kararlı ancak hurma yağının tarife ne zaman eklendiği de açıklanmıyor.


Fazlası kalbe zarar

Doymuş yağ oranı yüzde 50 olan hurma yağı kolesterol artışını ve kardio-vasküler rahatsızlıkları tetikliyor. Bu, oldukça ciddi bir rakam olsa da, doymuş yağ oranı yüzde 65 olan tereyağıyla kıyaslandığında "daha az zararlı" olduğu görülüyor.


Gramla tüketin!

Nutella'nın 100 gramında 530 kalori var. Doktorlar fazla tüketilmemesini tavsiye ediyor.


Alman tarifi başka

Almanya'da Nutella'nın içeriği biraz farklı; daha katı ve daha fazla kakao barındırıyor. İtalya, Fransa ve diğer ülkelerde kıvamı daha yumuşak.


ABD fıstık ezmesinden vazgeçmiyor

200 ülkede satılan Nutella'yı hala benimseyemeyen ülkeler de var. Bunun en güzel örneği ABD. Orada hala fıstık ezmesi gözde. Çin'de ise satışlar, Çinliler çok az ekmek tükettiği için düşük.


Pelikan kavanozlar



Nutella'nın kendine özgü cam kavanozunun ortaya çıktığı tarih 1965 ve "Pelikan" diye adlandırılıyor. Kavanoza bu ismin verilmesi, Pelikan marka mürekkeplerin klasik şişelerine benziyor olmasından kaynaklanıyor.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

PAZARLAMA ETİĞİ
 
Pazarlama etiği (pazarlama bileşenleri, satış, uluslararası pazarlama, pazarlama araştırmaları) ve tüketici etiği konusunda yapılan teorik ve ampirik çalışmaların sayısı giderek artmaktadır. Diğer yandan, toplumun etiksel konulara duyarlılığı da giderek artmaktadır. Bu yönü ile toplumsal pazarlama açısından işletmelerin etik uygulamaları üzerinde önemle durulması gereken konular arasında yer almaktadır.
Pazarlama faaliyetlerinin sonucunun toplum tarafından izlenebilirliğinin yüksek olması sebebiyle, sıkça etiksel problemlerin gündeme geldiği dikkati çekmektedir. Gerçekten de reklam, kişisel satış, fıyatlandırma, pazarlama araştırmaları ve uluslararası pazarlama konularının etik olmayan davranışlara oldukça müsait olduğu söylenebilir. Özellikle 1970'li ve 1980'li yıllarda uluslararası alanda çeşitli skandalların, büyük ölçekli rüşvetlerin (askeri malzemelerin satışında verilen rüşvetler, politik bağışlar vb.) gündeme gelmesi dikkatleri uluslararası pazarlamada etiksel konulan incelemeye yöneltmiştir (Armstrong, 1992: 161-162; Armstrong and Sweeney, 1994: 777). Diğer yandan, uluslararası pazarlamada yapılan etik ile ilgili çalışmaların çoğunun yine rüşvet konusunda olduğu yazarlar tarafından belirtilmektedir. Bu konuda 1990'lı yıllardan itibaren yapılan çeşitli çalışmalar ile işletmelerin karşılaştıkları en önemli etiksel problemlerin neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır.
Armstrong ve diğerleri (1990) tarafından yapılan bir araştırmada, Avustralyalı uluslararası işletme yöneticilerinden karşılaştıkları önemli etiksel problemleri belirtmeleri istenmiştir. Yöneticilerin %35'i rüşveti en sık karşılaştıkları etiksel problem olarak belirtmişlerdir. Bunu sırasıyla, kültürel farklılıklar (%20), fiyatlandırma ile ilgili uygulamalar (%12), hediye/eşantiyon verilmesi, makul olmayan komisyonlar (%10) ve, uygun olmayan ürün/teknoloji ve politik olaylara karışma (%4) takip etmiştir. Ev sahibi ülkeden vergi kaçırma ve illegal/ahlakî olmayan faaliyetler yöneticiler tarafından önemsiz olarak görülen etiksel problemlerdir (% 2.5).
Aynı çalışmada, Amerikalı uluslararası pazarlama yöneticilerinin de (%34'ü) Avustralyalı yöneticiler gibi önemli etiksel problem olarak rüşveti belirttikleri ortaya çıkmıştır. Amerikalı pazarlama yöneticilerinin en sık karşılaştıkları etiksel konular ile ilgili yapılan bir çalışmada da rüşvet, birinci sırada yer almıştır (Chonko ve Hunt, 1985:344).
Yöneticilerin etiksel problemleri algılamaları ülkeden ülkeye, kültürden kültüre değişebilmektedir.
Bu konuda yapılan çeşitli çalışmalarda benzer kültürel yapıya sahip ülke yöneticileri arasında algılama farklılıkları görülmez iken, farklı kültürel yapıya sahip ülke yöneticileri arasında algılama farklılıkları olduğu bu konuda yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanılarak söylenebilir (Armstrong ve diğerleri, 1990; Armstrong and Sweeney, 1994; Singhapakdi ve diğerleri, 1994; Singhapakdi ve diğerleri, 2001; Schlegelmich and Robertson, 1995). Diğer yandan aynı ülkede farklı kültürlerden gelen yöneticiler arasında da farklılıklar olabilir. Hong Kong'da yerel ve yabancı yöneticilerin etiksel algılama düzeylerinde görülen farklılıklar gibi (McDonald ve Kan, 1997).
Armstrong ve diğerleri (1990) tarafından yapılan araştırmada, Avustralyalı yöneticilerin etiksel problemleri algılamaları ile Amerikalı yöneticilerin "etiksel problemleri algılamaları arasında önemli bir fark olmadığı bulunmuştur. Her iki ülke yöneticilerinin uluslararası pazarlamada karşılaştıkları etiksel problemleri algılamaları benzerlik göstermektedir.
Armstrong ve Svveeney (1994) tarafından yapılan çalışmada, cevaplayıcı kültürünün etiksel problemleri algılamaları üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Araştırmacıların iki ülke yöneticileri arasında yaptıkları karşılaştırmalı çalışmada, Hong Konglu yöneticiler etiksel problemleri daha düşük düzeylerde önemli olarak görürken, Avustralyalı yöneticiler bu problemleri daha önemli olarak değerlendirmişlerdir.
Uluslararası pazarlama açısından, belirli bir ülke, endüstri ve organizasyonda yaşanan etiksel problemler veya çatışmalar bilinirse, bu ülkede belirli bir işletme ile ticari bağlantılar kurmayı planlayan dış ticaret işletmeleri daha iyi ticari ilişkiler geliştirebilir ve daha az problemlerle karşılaşabilirler. Özellikle yeni bir dış pazara girmeyi düşünen işletme yöneticilerinin bu pazarlarda karşılaşabilecekleri etiksel problemleri bilmesi gerekmektedir. Örneğin, bazı ülkelerde rüşvet alma ve verme olağan bir davranış olarak kabul edilirken, bazı ülkelerde yasalarla yasaklanmıştır. Bu sebeple, işletmelerin yaşadıkları önemli etiksel problemlerin neler olduğunun ve yöneticiler tarafından hangi problemlerin işletmelerinde daha yoğun bir şekilde yaşandığının bilinmesi ayrı bir önem taşımaktadır.
Hunt ve Vitel (1993 ve 1993) tarafından geliştirilen pazarlama etiği modelinde, bireyin pazarlama içerikli etiksel problemleri algılamasını etkileyen dört önemli faktör seti önerilmiştir. Bunlar; kültürel çevre (yasal, politik çevre ve din), endüstri çevresi (informal normlar ve formal kurallar), örgütsel çevre (informal normlar ve formal kurallar) ve bireysel özellikleridir.
Etiksel algılamalar, kültürden kültüre farklılık gösterebileceği gibi bireyden bireye de farklılık gösterebilmektedir. Bu konuda Hunt ve Vitel (1993), etiksel algılamanın, bireyin değer/inanç sisteminin bir fonksiyonu olduğunu belirtmektedir. Örneğin, aynı işletmede çalışan yöneticilerin bir kısmı rüşvet vermeyi önemli bir problem olarak algılarken, diğer bir grup etiksel bir problem olarak algılamayabilir. Diğer bir ifadeyle, bireylerin/yöneticilerin yaşadıkları/karşılaştıkları problemleri etik/etikdışı olarak değerlendirmeleri, kültürel, endüstri, organizasyon çevresine bağlı olmakla birlikte kendi bireysel özelliklerine de bağlıdır.
Çalışmanın konusunu böyle kültürler arası karşılaştırma değil, belirli bir kültüre mensup yöneticilerin işletmelerinde karşılaştıkları etiksel problemleri algılama düzeylerini belirleme oluşturmaktadır. Yöneticilerin etiksel problemleri algılamaları, organizasyon, endüstri ve ülke düzeylerine göre farklılık gösterebilir. Çalışmada sadece yöneticilerin organizasyonlarında karşılaştıkları etiksel problemlerin önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöneticilerin endüstriye ve ülkeye göre bu problemleri algılamaları incelenmemiştir.

Niş Pazarlama Nedir?

Heykelin duvarda oturduğu oyuğu, boşluğu tanımlamak için mimaride ‘niche’ sözcüğü kullanılır. Bu sözcüğün bir başka anlamı ise, kişinin kendisine en uygun işi, yeri ve pozisyonu bulması. Dilimizde ‘niş’ olarak yerleşen bu sözcük, aynı zamanda modern pazarlamadaki son akımlardan birini de tanımlar. Niş pazarlama olarak bilinen bu akım, kimilerine göre hedef pazarlama, kimilerine göre ise, bölgesel pazarlamayı ifade eder.

‘Niş pazarlama’ göreceli olarak benzer niteliklerde mal/hizmetlere gereksinim duyan, bir ya da daha çok benzer özelliği paylaşan, küçük bir tüketici kitlesinin istemlerini daha iyi karşılamak amacıyla geliştirilen pazarlama faaliyetlerine denir. ‘Niş pazar’ ise, gereksinimleri tam olarak karşılanamayan küçük bir müşteri grubunun istemlerini daha iyi karşılayabilmek için belirlenen çok dar kapsamlı, küçük bir pazar bölümüdür.

Genellikle her endüstri kolunda, kendi alanında uzmanlaşmış, pazar nişlerinde hizmet veren firmalar bulunur. Bu firmalar, bütün pazarda geniş bir alanda faaliyet göstermek yerine, pazar bölümlerini daha da bölümlendirerek pazar içinde pazar olarak bilinen çok küçük pazar bölümlerini kendilerine hedef pazar seçer.

Niş pazarlamada herkesin biraz sevdiği mallar/hizmetler üretmek yerine, az kişinin çok fazla sevdiği malların/hizmetlerin üretimini gerçekleştirmek ve pazarlamak sözkonusu.

Kitlesel pazarlarda bütün pazar için tek bir ürün modeli yapılırsa herkesi biraz memnun eder. Niş pazarlamada ise az sayıda insanı çok tatmin edecek ürünler arz edilir.

Niş pazarlamanın önemi, boşlukları doldurmasından kaynaklanır. Yani, piyasada görülememiş ya da kimsenin aklına gelmemiş bir boşluk vardır ve eğer siz bu fırsatı kullanırsanız, sağlam bir pazar elde etmiş olursunuz.

Niş pazarlama, yığınsal pazarlamayı takip etmiştir. Niş pazarlamayı ise, mikronize pazarlama takip eder. Mikronize pazar, tek müşterili bireysel pazardır. Niş pazarlama mikronize pazarlara giden yolda bir adım olarak görülür.

Niş Pazarlamanın Özellikleri Nelerdir?

Niş pazarlamanın özellikleri değinmek gerekirse;
  • Niş pazarlama uygulayan firma, ürettiği mala/hizmete eklediği değerler nedeniyle, maliyetlerinin üzerine önemli bir kar payı koyabilir. Yığın pazarlama yapan firmalar, pazarda büyük bir satış hacmine ulaşırken, niş pazarlama yapan firmalar yüksek bir kar payına ulaşır.
  • Niş pazarlamacılar müşterilerinin isteklerine uygun özelliği olan mallar üretirler, öyle ki müşterileri onların istedikleri fiyatı vermeye hazırdır.
  • Niş pazarlamacılar, güvenli ve karlı bir ya da birkaç pazar bölümü bulmaya çalışır. Bir pazar nişinde faaliyet gösteren bir firmanın etkin bir biçimde hizmet verip, karlı olabilmesi için ideal bir pazar nişinin karlı ve büyüme potansiyeli olması gerekir.
  • Niş pazarlar genellikle pek çok rakip firmanın çok az ilgisini çeker. Niş pazar bölümü gelişme gösterdikçe, bu bölümde halen faaliyet gösteren firmalar, rakiplere karşı kendini korumak için, yeteneklerini ve müşteri tanınmışlığını geliştirir.
  • Niş pazarlamanın uygulandığı çok küçük pazar dilimi, belirli bir zaman periyodunda tamamen yok olabilir veya tam aksine büyük bir gelişme de gösterir. Bu riskleri bilen pek çok firma, tek bir niş pazarda faaliyet göstermek yerine, iki veya daha fazla niş geliştirerek hizmet edebilecekleri pazar alanındaki şanslarını artırr. Örneğin; firmalar yalnızca özürlü insanlara yönelik giysiler üretmeyip, ayrıca yaşlılara yönelik giysiler de üreterek iki ayrı pazar nişinde birlikte faaliyet göstererek riskleri azaltmaya çalışır.
  • Pazarlama faaliyetleri kolaylaşır. Belirli bir endüstri kolunda veya coğrafik alanda yoğunlaşan firmalar daha etkin pazarlama stratejileri geliştirebilir. Geniş bir müşteri kitlesini tatmin edecek mallar/hizmetler üretmek, onlara geniş bir dağıtım ağı ile ulaşmak ve çok fazla tutundurma faaliyeti yapmak yerine, dar kapsamlı pazarlama stratejileri ve daha az kaynak kullanımı ile yoğun biçimde küçük bir pazar dilimine odaklanır.
  • Pazar dilimi tanımlanabilecek kadar belirlidir ve müşteri kitlesi firmanın uzmanlık alanlarından bir veya birkaç tanesine uyar.
  • Niş pazardaki müşterilere kolayca tanımlanabilen dağıtım kanalları aracılığıyla (medya, ticari yayınlar, birlikler, konferanslar vb.) ulaşır.
  • Özellikle KOBİ'ler için bir niş pazara ilgi duyan müşteri kitlesinin, firmanın ürettiği mala/hizmete dikkatinin çekilebilmesi ve onlara benimsetilebilmesi için çok fazla finansman kaynağı gerekmez.
Niş Pazarlamanın Uygulanması İçin Gerekli Koşullar Nelerdir?

Niş pazarlama stratejilerinin uygulanabilmesi için gerekli koşullara göz atmak gerekirse;
  • Faaliyet gösterilecek coğrafya, uygun dağıtım kanalı üyeleri, hedef müşterilerin satın alma güdüleri, pazara girmek için uygulanabilecek önemli stratejik noktalar tanımlanmalı,
  • Rakiplerin hedef ve stratejilerini anlayabilmek için, geçmişte pazara yeni giren rakiplerine karşı nasıl bir politika izleyip, mücadele ettikleri öğrenilmeli,
  • Pazara girmek için teknolojik olarak hazır olunup olunmadığı belirlenmeli,
  • Firmanın yetenekleri ve rekabet edebileceği güçlü olduğu alanlar belirlenmeli,
  • Üst yönetim şirketin stratejisini tüm şirkete anlatmalı ve benimsetmeli,
  • Niş pazara girmeden önce pazarlama araştırması yaparak, elde edilen sonuçlara uygun bir şekilde pazarlama karması geliştirilmeli,
  • Özel pazar bölümlerinin yarattığı talep yeterli olmalı,
  • Özel pazar bölümleri büyüme potansiyeline sahip olmalı,
  • Başlıca rakiplerin bu özel pazar bölümlerine fazla ilgi duymamaları gerekli,
  • İşletmenin ustalık, yetenek ve uzmanlığı bu pazar bölümlerine yeterli hizmeti vermeye elverişli olmalı,
  • İşletme ortaya çıkabilecek rekabeti önleyebilecek güçte olmalıdır.

 

 

Bire-bir Pazarlamanın Yararları

Bire-bir pazarlamanın yararları üç başlıkta toplayabiliriz: Müşteriler ile kurulan ve yürütülen ilişkilerden doğan yararlar
- Müşteriler ile daha sıkı bağlar geliştirir.
- Geliştirilen sıkı bağlar geniş rekabet avantajları yaratır.
- Geliştirilen sıkı bağlar müşteri sadakatinin yaratılmasını sağlar.
Müşteri tatminindeki gelişmelerden kaynaklanan yararlar
- Müşteri tatmini konusunda doğrudan bilgi sahibi olan şirket, müşteri tatmin düzeyini izleyebilir.
- Her müşteri ile diyalog kurma şirketin müşterileri için yeni ürün / hizmet bulma olanağı sağlar.
- Memnun olan müşteriye çapraz satış yapma imkânı doğar.
Finansal yararlar
- Uzun dönemli ilişkiler iki taraf içinde maliyetlerin azalmasını sağlar.
- Sadık müşteriler daha kârlıdır.
- Mevcut müşteriler potansiyel müşteriler için referans oluştururlar.
- Yeni müşteri kazanmanın maliyeti, var olan müşteriyi elde tutmaktan daha yüksektir.
- Müşteriyi elde tutmak, çalışanları elde tutmayı da sağlamaktadır.



Bire-bir Pazarlamanın Basamakları

Bire-bir pazarlama 4 basamaktan oluşmaktadır:
Müşterileri Tanımak: Bire-bir pazarlamaya geçmek için müşterileri tanımak gerekmektedir. Müşterinin adı, yaşı, mesleği, medeni durumu, eğitimi, hangi ürün ve hizmeti ne zaman, nereden, hangi fiyatla satın aldığı, tercih ettiği medya kanalları, hobileri, en çok satın aldığı ürün veya hizmet gibi bilgiler onu daha yakın tanımak ve izlemek için gerekmektedir.
Müşteriyi tanımakla beraber bu bilgilerinin müşteri için bir veri tabanında toplanması gerekmektedir. Elektronik ortamda saklanan bu veriler sayesinde, müşterileri tanımak ve izlemek daha kolay olmaktadır.
Müşterileri Farklılaştırma: Onların işletme için farlı değerlere sahip olması ve farklı ihtiyaçlarının bulunmasından kaynaklanan bir zorunluluktur. En değerli olan müşteriden başlamak suretiyle, bir sıralamada bulunmak, çabaların en çok avantaj sağlayacağı kesime yöneltilmesine olanak tanır. Böylece müşterinin değerine ve ihtiyacına odaklanacak işletme davranışını sağlamak kolaylaşacaktır.
Müşteriler kurum için iki yönde farklılık gösterir:
- Her müşterinin işletme için değeri farklıdır,
- Her müşterinin işletmeden beklentileri farklıdır. Bu nedenle farklılaştırma işlemi şu şekilde gelişmelidir:
- Müşterileri işletmeye sağladıkları değere göre sıralamak ve
- Onları ihtiyaçlarına göre farklılaştırmak.
Yukarıda belirtilen kriterler doğrultusunda işletmeye müşterilerin farklılaştırılması ile farklı müşterilerine ihtiyaçlarına göre farklı davranma ve farklı stratejiler geliştirme imkânı sağlayacaktır.
Müşteriler ile Etkileşime Girme: Müşteri ziyareti, pazarlama faaliyetleri, telefon, web sitesi, çağrı merkezi, doğrudan pazarlama, müşteri hizmetlerinde şikâyet dinleme, fatura gönderme gibi müşteri ile girdiğimiz tüm iletişim faaliyetlerini kapsamaktadır.
Müşteri ile etkileşime girmekteki amacımız; müşteri ile çift taraflı bir diyaloga girmektir. Bu diyalog sayesinde müşteri hakkında özel ve doğru bilgiler elde edebiliriz. Müşteri ile her girilen etkileşimden bir şeyler kazanmak için öğrenen ilişki esas olmalıdır. Öğrenen ilişkinin kalbinde ise müşteri ile karşılıklı diyalog yatar. Diyalog sayesinde, müşteriyi sürecin içine dâhil edebilirsiniz. Böylece bu diyalogu bilgiye dönüştürebiliriz.
Bu diyalogu sağlarken 3 unsura dikkat etmemiz gerekmektedir:
- Bu etkileşim müşteriyi rahatsız etmemeli,
- Sonuçtan müşteri bir şeyler kazanmalı,
- Bu etkileşim sonucunda sizin bu müşteriye karşı davranışınız bir şekilde değişmelidir.
Ürün ya da hizmeti her müşterinin ihtiyacına uygun hale getirme: Birebir pazarlamanın bu aşaması, müşteri hakkında öğrendiklerinizi kullanmak ve müşteri bilginizden her müşteriye nasıl davranmanız gerektiği konusunda yararlanmaktır. Yani her müşteriniz için ayrı ve farklı ürün ya da hizmet veya hem ürün hem de hizmet üretmektir.
Bire-bir pazarlamanın amacı, ürettiğiniz ürün için daha fazla müşteri bulmak yerine ihtiyaçlarını daha iyi öğrendiğiniz müşteri için daha fazla ürün yaratmaktır.


MODERN PAZARLAMA

MODERN PAZARLAMA


Modern pazarlama anlayışı tüketicilerin tatminine yöneliktir. Burada amaç tüketicileri daha çok tatmin ederek daha çok mal satmak ve böylece amaç tüketicileri daha çok tatmin ederek daha çok mal satmak ve böylece daha çok kazanmaktır. Bunun için tüketicilerin ihtiyaçları tespit edilerek malların ve hizmetlerin üretimi bu yönde gerçekleştirilir. Tüketici istekleri en yüksek düzeyde tatmin edilmeye çalışılır. Burada pazarlama faaliyetleri hem kendi içinde hem de diğer işletme faaliyetleriyle (üretim,finans,personel vb) ahenkli uyumlu olarak yürütülür. Bütün işletme fonksiyonları pazarlama faaliyetleri sonucunda elde edilen bilgilerin ışığında tüketicilerin arzu ettikleri mal ve hizmetleri en iyi şekilde üreticek bir biçimde düzenlenir. Bir örnek vermek gerekirse günümüzde ev hanımları çamaşır ve bulaşık işine fazla vakit ayırmadıklarından çamaşır ve bulaşıkları çok çabuk yıkayacak deterjanlara ihtiyaç duyarlar .işletmelerde bu ihtiyaçları karşılamak üzere en etkili ve bulaşığı kendi kendine yıkayan deterjanlar imal ederek daha çok kazanç elde etmek yarışı içine girerler.

Pazarlama modern yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Günlük yaşamımızda hepimiz markete gider, reklamları izler, fiyatları karşılaştırır,pazarlık yapar ve satış elemanları ile uğraşır, çeşitli mal ve hizmetler arasında seçim yapar ve beyendiğimiz ürünleri satın alırız. Dolayısle bizler şu veya bu şekilde , tüketiciler olarak pazarlama faaliyetlerinde etkilenmekteyiz ve pazarlama denilen büyük sistemin birer parçalarıyız. Günümüzde pazarlama ülkemizde ve dünya üniversitelerinde bilimsel bir araştırma disiplinin olarak kabul edilmekte ve okutulmaktadır. Ancak ,gelişme süreci içnde özellikle sosyal bilimler alanında çalışan araştırmacılar ve profesyoneller arasında pazarlamanın bir bilimsel disiplin olup olmadığı konusu tartışılmıştır. Bazı araştırmacılara göre pazarlama bir bilim değildir,bir sanattır. Buna sebep olarak ise, pazarlamanın kendi teorilerini olamadığı, iktisat biliminin teorileri üzerine dayandırıldığı ve dolayıslada sağlam teorik temellerden yoksun olduğu iddiasıdır. Ayrıca, insanları yönetmeninde bir sanat olduğu öne sürülmektedir. Öte yandan, bazı araştırmacı ve pazarlamacılar pazarlamanın uygulamalı bir araştırma disiplini olduğunu kabul etmektedir.