ULUSLAR ARASI PAZARLAMADA STANDARDİZASYONUN TANIMI
Standardizasyon (Standartlaştırma), bir ürünün ileri sürülen gerçek değerini ölçmeye, anlamaya yarayacak tüm nitelik ve maddelerin belirlenerek ürünün ve ambalajının bir örnek hale getirilmesidir. Değer öğelerinin karşılaştırılabileceği belirli fiziksel nitelikler ve kimyasal bileşimler saptanması ve sadeleştirme sürecidir. Daha çok fabrikasyon ürünler için kullanılır.
İhracat ve ithalatın ülke ekonomisine yararlı olmasına imkan sağlamak için, tüm ilgili tarafların katkı ve iş birliği ile belirli kurallar koyma, bu kuralları uygulama ve uygunluk değerlendirmesi işlemlerine “İhracatta (Dış Ticarette) Standardizasyon” denilmektedir.
Standardizasyon, Milletlerarası Standardizasyon Teşkilatı (ISO) şöyle bir tarif kullanılmaktadır;
“Standardizasyon; belirli bir faaliyette ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere bütün ilgili tarafların yardım ve iş birliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemidir.”
TSE El Kitapçığı’na göre standardizasyon aslında toplumun kalite ve ekonomikliği arama çalışmalarının sonucu olarak ortaya çıkan bir faaliyettir. Esas itibariyle mal ve hizmet üretiminde aranacak özellikleri kapsasa da, diğer hukuk yöntem vb. alanlar da kullanılmaktadır. Üreticiye, ekonomiye ve tüketiciye faydaları vardır.
ULUSLAR ARASI STANDARDİZASYONUN AMACI VE ÖNEMİ
Bütün kısıtlama ve koruma önlemlerine rağmen, dünya ticareti serbestleşmeye doğru hızla gitmektedir. Bunun yanında her ülke kendi toplumunun kaliteli ürünlere layık olduğunu düşünerek gerekli tedbirleri almaktadır.
Standardizasyonun Amacı;
Türkiye gerek GATT gerekse AB içindeki bu anlamdaki standartlara uymayı kabul etmiştir. Standartların asıl amacı kaliteli ürünleri en ucuza tüketici pazarlarına sunmaktır. Çağımızda kalite kavramı, yalnızca ürün üzerinde düşünülmemelidir. İşletmelerin araç gereç dizaynı, teknolojik seviyesi, personel sayısı ve eğitimi, yönetim sistemi ve çevresel değerleri “Yeni Yaklaşımı” geliştirmiştir. Standartları sadece “Ticarette Teknik Engeller” olarak görmemeliyiz.
Standartların amacı ürün, mal ve hizmetlerle ilgili olarak ekonomik, bilimsel ve toplumsal ortaklar arasındaki ilişkilerde sık sık ortaya çıkan teknik ve ticari sorunlara çözüm getirici referans belgelerini sağlamaktır.
Standartlar, spesifikasyonların tersine, standartların uygulanmasından sorumlu kuruluşların öncülüğünde tüm ekonomik aktörler tarafından geliştirilen ve uygulanması isteğe bağlı olan (birkaç istisna hariç) teknik belgelerdir.
Standardizasyonun sağladığı faydalar açısından amaçları şöyle özetlenebilir;
Üretici yönlü amaçlar;
Üretimin belirli plan ve programlarla yapılmasına yardımcı olmak
Uygun kalite ve seri imalata imkan sağlamak
Kayıp ve artıklar seviyesini azaltmak
Verimliliği ve hasılayı arttırmak
Stokları azaltarak, depolamayı ve taşımayı kolaylaştırmak
Maliyeti düşürmek
Ekonomik yönlü amaçlar;
Kaliteyi teşvik eder, kalite seviyesi düşük üretimle meydana gelecek emlak, zaman, ve hammadde israfını ortadan kaldırmak
Sanayii belirli hedeflere yöneltip üretimde kaliteyi arttırmak
Ekonomide arz ve talebin dengelenmesine yardım etmek
Yanlış anlamaları ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak
İhracat ve ithalata üstünlük sağlamak
Yan sanayi dallarının gelişmesini sağlamak
Rekabeti geliştirmek
Kötü malın piyasasına imkan tanımamak
Tüketici yönlü amaçlar;
Can ve mal güvenliğini korumak
Karşılaştırma ve seçim kolaylığını sağlamak
Fiyat ve kalite yönünden aldanmaların önüne geçmek
Ucuzluğa yol açabilmek
Ruh sağlığını koruyup, stresi önlemek
Tüketicinin bilinçlenmesine katkıda bulunmak
Standardizasyonun Önemi;
Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesi ile yeni teknik düzenlemeler gündeme gelmiştir. Bu düzenlemelerin anlamı standartlara uygun mallar üretmek demektir. Bu konuya önem vermeyen üreticiler piyasadan silinebilir. Türk sanayiinin dünya standartlarında mal üretir hale gelmesine bu standartlar yardımcı olacaktır.
AB üyesi ülkeler arasında malların serbest dolaşıma yönelik engeller fiilen kalmıştır. Ancak, bu defa standartlara uyumu gerekli kılan teknik engeller konmuştur. Sözü edilen standartları insan emniyeti, sağlık ve çevre açısından yaptırımlar diye dile getirebiliriz. Bütün bunların esas hedefi de tüketicinin korunması, ürün uygunluğu, çalışanın emniyeti ve çevreye zararlı etkilerin azaltılmasıdır.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Ekonomik Komisyonunu (ECE) 13. Mayıs. 1996 arası “Standardizasyon Politikaları” çalışma grubunun, altıncı oturumunda “ECE Teknik Uyumluluk Antlaşması” üzerinde yoğunlaştıkları maddeleri standardizasyonun önemi noktasında şöyle tanımlamaktadırlar;
1. Birleşmiş Milletler vesikalarının 9. bölümünde yer alan uluslar arası ekonomik ve sosyal birliktelikler meselesi 1945’te kabul edilmiştir. O zaman bir ekonomik sistem kurma teşebbüslerinin başarısızlığa uğramasına rağmen, ekonomik hukuk o günden bugüne hızlı bir şekilde gelişmiştir. Özenle hazırlanmış, yüzlerce uluslar arası antlaşma 65 organizasyondan bazısında somutlaştırılmıştır. Akılcı bir biçimde Birleşmiş Milletlerin bir sistemi olan Avrupa Ekonomik Komisyonu (ECE) Sağlık anlaşmaları, uyumlaştırılmış teknik düzenlemeleri ve standartları formüle ederek bu çabalara katkıda bulunmuştur.
2. Elli yıl sonra Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO – World Trade Organization) kuruluşu yeni bir çok taraflı ticaret rejimi başlattı. Bu, imza eden ülkeler üzerinde önceki tarifeler ve ticaret genel antlaşmalarına nazaran daha bağlayıcı şartlarda hükümler getirmektedir.
3. Ticarette teknik engeller hususunda, konuyla ilgili Dünya Ticaret Örgütü antlaşması öncesi (1979) GATT antlaşmasının yerini almıştır. Daha sonraki Tokyo Round Antlaşmalarının sadece biriydi ve ülkelerin ona bağlı kalması için bir mecburiyeti yoktu. Diğer taraftan, Ticarette Teknik Engellemeler üzerine yapılan yeni WTO antlaşması yasal olarak imzalayan WTO ülkelerinin hepsini bağlamaktadır ve aynı zamanda bu anlaşma ülke sınırları içindeki hükümet dışı belirli kuruluşlara da uygulanabilecektir. WTO Anlaşması, diğer ülkelerin özelliklerine gelişmekte olan ülkelerin teknik kurallarının uygulanması ve hazırlanması ile standartlar ve uyum değerlendirmesi prosedürleri alanında, alt yapısal ve kurumsal sorunlar dahil olmak üzere özel problemlerle karşı karşıya kalabileceğini kabul etmektedir.
4. Bu tip problemler aynı zamanda ECE üyesi ülkelerde de doğmaktadır, özellikle de planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişlerde. Dünya Ticaret Örgütünün henüz anlaşmayı imzalamamış olan ülkelere teknik açıdan yardım elini uzatma gibi bir mecburiyeti de yoktur. Öte yandan Birleşmiş Milletler, Avrupa Ekonomik komisyonu sürdürülebilir gelişme prensipleri çerçevesinde pazar ekonomisine geçiş sürecindeki ülkelere yardımlarda bulunmaktadır.
5. 1970’ten bu yana, Standardizasyon Politikalarında hükümet kurumlarının sorumluluğunun ilk devreye girmesinden itibaren yardımcı yapılanmalar ve onun yerini alan teknik uyumluluk ve standardizasyon politikaları üzerinde çalışma prensibi bölgesel veya uluslar arası ticaret teknik engellemelerde, üzerinde anlaşılan kurallarda ulusal uygulamaları kolaylaştırmak için tam bir öneriler metnini özenle hazırlamıştır. Standardizasyon politikaları üzerine yapılan öneriler metni yenilenmiş olarak Teknik Düzenlemeler ve Standartlar ECE Anlaşmaları Listesi 1996’da yayımlanmıştır.
6. Öneriler olarak tasarlanmış olmakla birlikte, ulusal uygunluk değerlendirme sistemleri düzenleme ve kuruluşlarındaki yeni bir önerinin dahil olduğu sonraki daha tutarlı kuralların kabul edilmesi çalışmaları da hemen hemen tamamlanmak üzeredir.
7. Ülkelere WTO Anlaşmasının (henüz WTO imzalayıcıları değil) prensiplerinin uygulanabilirliğini yaymak ve bölgesel ve/veya uluslar arası uyarlanmış kuralların ve icraatların uygulanışı hususunda diğer ECE üyesi ülkelerden teknik yardımlaşmaya geçiş aşamasındaki ECE üyesi ülkelerin haklarını tesis etmek için, çalışma grubuna hizmet edebilecek ECE Teknik Uyumluluk Anlaşmasını özenle hazırlayan imkanları müteala etmeyi arzulayabilir.